Yoksulluk Nafakasının Süre İle Kısıtlanması İçin Yeni Bir Düzenlemeye Gerek Yoktur

Yoksulluk Nafakasının Süre İle Kısıtlanması İçin Yeni Bir Düzenlemeye Gerek Yoktur

Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak, yoksulluk nafakası şartlarının değiştirilmesine ilişkin çalışmaları endişe ile izliyor YENİ BİR DÜZENLEME YAPILMASINA İHTİYAÇ OLMADIĞINI ISRARLA BELİRTİYORUZ.
Halihazırda Türk Medeni Kanunu’nun 176. maddesinde nafakanın sona erdirilmesi, kaldırılması ve indirilmesi şartları düzenlenmiştir. Kanunda yoksulluk nafakasına ilişkin kendiliğinden sona erme, azaltılma ve kaldırılma şartları zaten düzenlendiğinden yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olmadığı açıktır. Ayrıca, yasa yoksulluk nafakasının hem erkeğe hem de kadına bağlanabileceğini açıkça belirtmiştir.Ancak toplumda kadının erkekle eşit olmaması ve kadının erkeğe göre ekonomik olarak güçsüzleştirilmesi sebebiyle yoksulluk nafakası genellikle kadına bağlanmaktadır.
Türkiye, Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi - CEDAW ve Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi- İstanbul Sözleşmesi’ni onaylamış ve bu sözleşmeleri uygulama taahhüdünde bulunmuştur. Bu taahhütlerin başında toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadınların siyasi, ekonomik ve sosyal olarak güçlendirilmesi, şiddetin önlenmesi ve şiddet mağdurlarının korunup desteklenmesi yer almaktadır. Kadının güçlendirilmesi; eğitimi için her türlü destek ve imkânın tanınması, ekonomik olarak güçlü hale getirilmesi, iş bulma imkânlarının artırılması, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, kreş imkânının sağlanması, siyasal, sosyal ve kültürel olarak desteklenmesi ve karar mekanizmalarında yer alması ile mümkündür.
Ülkemizde, istatistiklere baktığımızda, kadın-erkek eşitsizliği nedeniyle ayrımcılığa da uğrayan kadınların istihdam oranlarının oldukça düşük olduğu görülecektir. Tüm veriler incelendiğinde görülecektir ki kadınlar ekonomik ve sosyal alanda güçsüz, desteksiz bırakılmaktadır.
Kamuoyunda bir süredir gündemde olan mağdur erkekler başlığı altında yapılan propaganda ve imza kampanyaları ise nafaka düzenlemesine ilişkin tekil mağduriyetlerdir. Ülkemizde nafaka ödediği için mağdur olan erkeklerin şartları ile nafaka alamadığı için mağdur olan kadınların şartları karşılaştırılamayacak durumdadır. Kadın yoksulluğunun giderek arttığı, işsizliğe dair tablonun kadınlar aleyhine ağırlaştığı ve yaşamın her alanında şiddetin olağan hale geldiği günümüzde böyle bir düzenlemenin gündeme gelmesi kadınlara ‘BOŞANMAYIN, BOŞANIRSANIZ SONUÇLARINA KATLANIRSINIZ’ demekten başka bir anlam ifade etmemektedir. Ayrıca, KADINLARIN ERKEKLERİN ÜZERİNDE ASALAK OLARAK YAŞAYAN CANLILAR OLARAK GÖSTERİLMESİNİ DE KABUL ETMİYORUZ.
Yukarıda kısaca açıkladığımız gerekçelerle Nafaka düzenlemesinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul gündemine alınmamasını talep ediyoruz.