ÇERKEZFINDICAK köyü yok olmasın-ALTIN MADENİ İSTEMİYORUZ. KÖYÜMÜZE, DOĞAMIZA DOKUNMAYIN !

ÇERKEZFINDICAK köyü yok olmasın-ALTIN MADENİ İSTEMİYORUZ. KÖYÜMÜZE, DOĞAMIZA DOKUNMAYIN !

ÇERKEZFINDICAK köyü yok olmasın-Siyanürle bizi zehirlemeyin !
ERBAA HALKINI SİYANÜRE, SÜLFÜRİK ASİTE MARUZ BIRAKMAYIN !
SAKARAT VE BOĞALI YAYLALARINI ÖLDÜRMEYİN !
KELKİT VADİSİNİ YOK ETMEYİN !
Tokat Erbaa, Kozlu-Çerkesfındıcak Köyleri civarı eski Gümüşlük Mevkii Bakır Madenin'de Verusa Holding A.Ş tarafından Kap bildiriminde altın cevherine rastlanıldığı ve analizlerin başladığı duyurulmuştur.
Madenin bulunduğu bölgede prehistorik yeraltı madenciliğinin tarihi C-14 analizi ile'saptanmış Anadolu'ya ait tek buluntudur. Yine Erbaa-Kozlu yöresindeki bakır mineralizasyonunun günümüzden yaklaşık olarak 6000 yıl öncesinden tarihî dönemlere değin bilindiği ve buradaki sülfürlü bakır yatağının eski Anadolu madencileri tarafından işlendiği saptanmıştır. Gümüşlük eski madenlik mevkii olarak anılan buluntu yeri, Erbaa ilçesine 28 km uzaklıkta olup, coğrafî konumu bakımından Erbaa'nın güneyindeki Kozlu bucağının 9 km güneybatısındadır. Yine bölge Çerkesfındıcak köyü arazi ve ormanlarına kapsar durumadır. Ayrıca Kuzey Anadolu Fayının 15 km güneyindedir. Gümüşlük eski madenlik mevkiini içeren büyük bir bölüm, genellikle gürgen ve kısmen de kayın ağaçları ile kaplıdır. Sık fundalıkların ve orman gülü (Rhododendron ponticuni) olarak anılan zengin bir ağaç altı florasının varlığına ev sahipliği yapmakta olup yine olası bir maden işletiminde Çerkesfındıcak köyünü sarıp sarmalayarak içine alan ve köyün tek geçim kaynağı olan ormanı da kapsamaktadır.MTA Enstitüsünde görevli Birleşmiş Milletler Ekibinin 1972-1974 yıllarında Kuzey Anadolu'daki yeni maden arama çalışmalarında Gümüşlük eski madenlik alanında çalışmalar yapılmıştır. Sondajlı aramalarda bakır yataklarında 50 metre derinliklerde eski bir maden galerisine de rastlanılmıştır. Alanın ülke ve dünya mirası açısından öneminin yanı sıra bölgenin doğası , iklimi, hava şartları, içme suları altın madeni araması çalışmaları ile siyanürle zehirlenecek doğal yaşam bozulacak, halk altın ve para uğruna zehirlenecek insanlar hastalanıp gelecek nesiller yok edilecektir. Yine köylerde ve yaylalarında doğal yaşam zehirleneceği için insanların geçmişleri yok edilecektir.
Çerkezfındıcak köyü bu altın madeninden doğrudan doğruya etkilenecek olup yine Altın madeni kurulması halinde sadece köyümüzü değil, Tokat’ın Kozlu, Tanoba, Akça, Değirmenli, Hacıpazarı, Koçak, Meydandüzü, Benli, İverönü, Kartosman, Hacıeli, Gölönü, Sokutaş, Keçeci, Ezebağı, Kargın, Erenli, Kuytul köylerini, Amasya’nın Bayat, Çatalçam, Sarayözü, Yuvaköy, Ümük Ardıçönü, Hüsnüoğlu, Çakırsu, Kumluca, Tatlıpınar, Demre, Ballıdere, Belevi, Geydoğan, Güngörmüş, Kızgüldüren, Hacıbey, Güvenlik, Dutluk, Tekpınar, Beldağı, Altınlı köyleri de doğrudan ve dolaylı yönlerden madenden zarar göreceklerdir.
Çerkezfındıcak köyü Çarlık Rusya taraından uygulanmış soykırım ve zorunlu sürgün ile Osmanlı Devletine sürgün gelmiş Abazaların kurduğu bir Abaza köyü olup tarihleri boyunca zorluklarla mücadele etmek zorunda kalmıtır. Zorunlu sürgün ile geldikleri Osmanlı topraklarına, vatanlarından koparılmanın acısını yaşadıkları için daha Türkçeyi bile öğrenememişken kanları ve canları pahasına sahip çıkmışlardır. 93 harbinde, Kurtuluş Savaşında ve bölgelerinde yaşanan terör olaylarında bu ülke insanı ile birlikte savaşmış mücadele etmişlerdir. Çerkezfındıcak köyünün mezarlığında bu ülke için şehit olmuş insanlar vardır.
Olası bir altın madeni köyümüz ile tüm yakın bölgeleri direk olarak olarak az uzak bölgeleri ise dolaylı olarak kötü şekilde etkileyecektir. 1864 yılına kadar yüzyıllar boyunca Çarlık Rusya'ya boyun eğmeyen bu kadim halk savaşın yanı sıra harici bir çok etken ile topraklarından koparak Osmanlı topraklarına yerleşmişlerdir.
Köy halkı 27.12.1939 da 7.9 şiddetindeki depremde, 20.12.1942 de ki 7.0 şiddetindeki depremde Erbaa Niksar Tokat depremlerinde çok hasar almış köy kullanılamaz hale geldiği için yeri değiştirilmiştir. Aynı coğrafyada ikinci kez göç etmek zorunda kalmışlar. Yine 1943 yılındaki Samsun-Ladik depreminde de çile çekmiştir. Köyün altından fay hattının geçiyor olması köyü hep daim risk altında tutmuştur.
Tüm zorluklara rağmen kültürleri ve varlıkları sürdürmeye çalışan Çerkesler kurucu unsuru oldukları bu memlekette sermaye ve para uğruna yine zorunlu bir göçe ve baskıya maruz kalacaklardır.
Geçmişten günümüze kendimize yurt edindiğimiz köyümüzü, köyümüzün bağlı bulunduğu güzide memleketimiz ilçemiz Erba’yı tehdit eden sermaye odaklı yaklaşımlara, siyasi argümanlara karşı yaylalarımı, ormanlarımızı, köylerimizi, güzel ilçemiz Erbaa’yı korumak için ve dahası Çerkezfındıcak köyü meskun mahal, arsa, arazi, bağ, bahçe, mera, yer altı ve yer üstü zenginliklerini, Sakarat Yaylası, Boğalı Yaylası, Kelkit Havzası ve çevresinde oluşmuş olan ekolojik yaşamı, doğal varlıkları, kültür varlıklarını, doğada ve tabiatta bulunan her türlü bitki ve hayvan türlerini korumak, köy ve çevresinde bulunan insanlar için anayasal ve çevre kanunundan alınmış olan temel haklarını korumak için temel insan haklarından olan çevre hakkını düzenleyen ulusal ve uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde Dünya ve insanlar açısından kabul edilemez ve sürdürülemez nitelikte çevre sorunlarına sebep olan her tür idari ve/ veya özel işlem, eylem, karar, uygulamaya karşı, her tür meşru ve yasal etkinliklerde bulunmak, gerçek ve/veya kamu/özel/tüzel kişiliklerine karşı her tür hukuki girişimlerde bulunmak, sürdürülebilir ve ekolojik yaşamın savunuculuğunu yapan bir hukukun gelişimine katkıda bulunmak ve “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir” Anayasa hükmü gereği ve “Çevreyi kirleten veya bozan bir faaliyetten zarar gören veya haberdar olan herkes ilgili mercilere başvurarak faaliyetle ilgili gerekli önlemlerin alınmasını veya faaliyetin durdurulmasını isteyebilir” Çevre Kanunu hükmü gereği amacıyla çalışmalar yapmak, hukuki ve cezai her türlü yasal ve hukuksal sınırlar içerisinde Çerkezfındıcak köyü sakinlerinin dernek üyelerinin ve derneğin kuruluş yeri itibari ile kendi tüzel kişiliğinin hak ve menfaatleri ile yine Çevre Kanunu gereği gerek gördüğü tüm ülke coğrafyasında ekolojik yaşamı, doğayı, tabiatı ve çevreyi korumak amacı ile Çerkezfındıcak Köyü Doğa ve Çevre Koruma Derneğini kurmuş bulunmaktayız.
Ve bu nedenlerle diyoruz ki !
KÖYLERİMİZE DOKUNMAYIN !
ÇERKEZFINDICAK KÖYÜ YOK OLMASIN !
GÜMÜŞLÜK ANTİK MADENİ TAHRİF EDİLMESİN !
ORMANLARIMIZI KESMEYİN !
DOĞAMIZI ZEHİRLEMEYİN !
BİZLERİ ÖLDÜRMEYİN !
DOĞMAMIŞ ÇOCUKLARIMIZI SAKAT BIRAKMAYIN !
MADENİNİZİ DE İSTEMİYORUZ VERECEĞİNİZ İŞİ DE !
İŞİNİZ SİZİN OLSUN ! KÖYLERİMİZ , ORMANLARIMIZ BİZİMDİR !
SİYANÜR ZEHİRDİR !
ZEHİRLE ÇIKARILAN ALTIN , BİZLERDEN DAHA DEĞERLİ DEĞİLDİR !
ALTIN VE PARA DEĞERLİDİR ANCAK İNSAN HAYATI VE ONURU DAHA DEĞERLİDİR. HAYATIMIZI VE ONURUMUZU ELİMİZDEN ALMAYA KALKMAYIN !
KANLARIMIZLA SULADIĞIMIZ KÖYÜMÜZÜN TOPRAKLARINDA BİZİ SİYANÜR İLE ZEHİRLEMEYİN !
ÇERKEZFINDICAK KÖYÜ DOĞA ve ÇEVRE KORUMA DERNEĞİ
DESTEKLEYENLER
Vunereko Tarık BİRDAL - Vezirköprü
Bıc Nermin AYTAN BİRDAL - Çerkezfındıcak köyü
Barış AYDIN -Çerkezfındıcak köyü
Selma AYTAN AYDIN -Çerkezfındıcak köyü
İlhan AYDIN-Çerkezfındıcak köyü
Hande KAYA ÖNDER-Çerkezfındıcak köyü
ÇERKEZFINDICAK ABHAZ KÜLTÜR DERNEĞİ