Güvenli Sokaklar ve Köpek Dostu Barınaklar Mümkün

Güvenli Sokaklar ve Köpek Dostu Barınaklar Mümkün
Bu kampanya neden önemli?

İnsanın en iyi dostu kuşkusuz köpektir.
Peki insan en iyi dostuna karşı nasıl davranıyor?
İnsan dostunun sokaklarda yaşamasına müsade eder mi?
Giderek normalleşen ve bir o kadar hatalı olan bir kanıya göre sokaklar köpeklerin doğal yaşam alanı olarak görülmektedir. Peki köpekler sokakta olmaktan gerçekten mutlu mu? Bu soruya yanıt vermeden önce biraz köpeklerin doğalarından bahsetmemiz gerekmektedir.
Köpek, kedi gibi kendine bakabilen bir hayvan değildir. Sokaklarda bakımsız halde gezen kedi görme ihtimaliniz nerdeyse yok gibiyken, her gün onlarca sokak köpeği perişan bir halde sokaklarda yaşam mücadelesi vermektedir.
Pek çok hayvansevere göre onlar sokaklarda bu şekilde mutlu ve onların sokakta yaşaması, beslenmesi, üremesi ve “sürü” haline gelmesi gayet doğal bir süreç olarak görülmekte ve her ortamda bunu savunmaktadırlar.
Burada anahtar kelime ‘sürü’ dür. Köpeklerin dünyası sürü üzerine kuruludur. Köpek bir sürüye dahil olduğunda kendisini iyi hisseder. Sokaklarda sayısı artan köpekler sürüleşir ve bir lider köpek o sürüyü yönetir. Sorun şu: köpek sürüsü, bir köpek tarafından yönetilirse, liderin gösterdiği hedefe sürü halinde saldırı olayları kaçınılmaz olarak karşımıza çıkmaktadır. Sokak köpeği saldırılarının çözümündeki anahtar yapı kendiliğinden ortaya çıkmış oldu. Köpeğe bir başka köpek değil bir insan, bir aile liderlik yapmalıdır.
Dünyaca ünlü köpek eğitmeni Cesar Millan’a göre köpek ‘ailenin bir üyesi’dir. Köpek, içine girdiği aileyi ‘sürü’sü olarak görür. Doğal olarak köpek eğitiminde, aile içindeki hiyerarşi köpeğe net olarak verilmek zorundadır. Köpek otorite boşluğu hissederse sürünün selameti için endişelenmeye başlar ve liderliği üstlenmeye kalkar.
Mevcut halde başıboş köpekler kısırlaştırılıp alındığı yere bırakılmaktadır. Bu yöntem ile sokak köpeklerinin sayısının kontrol altına alınamadığı artık açık bir gerçektir. Ayrıca kısırlaştırma işlemi sonrası sokağa salınan köpekler yine sürü halinde geçmektedir. Bu da başta çocuklar olmak üzere insan yaşamını sürü saldırısı nedeniyle tehdit etmektedir.
Köpek saldırısının ölümcül olabilmesinin nedeni nedir?
Köpeğin çenesi kemiği kırabilecek çene basıncına sahip olabileceği gibi köpek dişleri de daha uzundur. Saldırıya uğrayan bir insan büyük atar damarların olduğu boyun veya kasık gibi bölgelerden ısırılıp damarları parçalanırsa akut kan kaybından ölüm gerçekleşir. Yine benzer şekilde göğüs boşluğu delinirse pnömotoraks adı verilen, göğüs boşluğuna dışarıdan hava girmesi gerçekleşir ve kurban ani solunum yetmezliği nedeniyle ölür.
Ne büyük bir facia ki, çocuğunu okula gönderen bir aile yakın zamanda oğlunun köpek sürüsünce parçalanmış cesedini toprağa vermiştir. Bunun gibi pek çok ölümlü ve yaralanmalı köpek saldırısı ve haber niteliği taşımayan sayısız saldırı bulunmaktadır.
Heinrich’in kaza piramidi yasasına göre; bir iş yerinde her ölümlü kaza öncesinde 29 yaralanmalı kaza ve 300 tane de ramak kala tehlike yaşanmaktadır. Aynı oranları köpek saldırısı sonucu ölen, yaralanan ve tehlikeyi savuşturanlar için de düşünebiliriz. Köpek saldırısı olayları belediyelerin çalışma alanı olan yerleşim yerlerinde bir nevi “iş kazası” durumundadır. Belediyeler sorumlu oldukları yerlerde yaşayan insanların güvenli sokaklarda işe gidip gelmesinden, çocukların okula gidip gelmesinden sorumludur.
Çözüm başıboş köpeklerin insafsızca itlaf edilmesi değildir. Çözüm, en başta insanlardaki başıboş sokak köpeği kavramının, şehir hayatının normal bir parçası olduğu fikrinin ortadan kalkacağı; köpeğinin her şeyinden sorumlu olan sahipli köpek kavramının toplumda yer edeceği topyekün bir çalışmayla oluşacaktır. Bu bağlamda;
1- Sokak köpekleri, başıboş halde sokakta yaşamaktan kesinlikle kurtarılmalıdır.
2- Bedeli ne olursa olsun başıboş köpeklerin barınaklara yerleştirilmesi sağlanmalıdır.
3- Barınakların şartları gerek hayvansever gönüllüler gerekse yasalar çerçevesinde denetlenip en iyi şekilde tutulmalıdır.
4- Barınaklarda üreme kontrolü ve kimlik belgesi verilerek sahiplendirilme çalışmaları yapılmalıdır. Toplumda başıboş köpek kavramının normalleşmesinin önüne geçilmelidir.
Başıboş köpek sürülerinin saldırısıyla hayatını kaybeden insanlarımızın sonsuz acılarına yenilerinin eklenmemesi ve başıboş köpeklerin sokaklardaki zorlu yaşam şartlarının son derece yanlış bir şekilde normalleştirilmemesi, çözüm için gerçekçi, insani ve kalıcı bir girişimde bulunulması amacıyla; bu dilekçenin Türkiye Büyük Millet Meclisi ve yurttaki tüm belediyelere sunulmasını talep ediyorum.