Her afetten sonra duymaktan sıkıldığımız bahaneler, yeterli denetim ve yaptırımın eksikliği sebebiyle yaşanan büyük kayıpların asla geri getirilemeyecek olması sebebiyle; Türkiye'nin yüksek risk taşıyan bir deprem bölgesi olduğunu kabul edip, bu gerçekle yaşamayı öğrenebilmek adına;

-Bu konuda sorumluluğu olan herkesi daha bilinçli kılacak, bir bina inşa etmenin sadece "karşılığında para kazanılan bir araç" olmadığını anlamasını sağlayacak daha caydırıcı önlemler alınmasını, 

-Risk taşıyan binalarda yaşayan insanlara yalnızca "Siz de çürük binada oturmasaydınız" denmesi yerine, maddi durumu gözetilerek, yenilenmesi için uygun imkanlar sunulmasını ve bu konuda daha aktif çalışabilecek, karar yetkisine sahip birimler oluşturulmasını,

-Bir deprem ülkesi olmamız sebebiyle, bu konuda hazırlıklı olmamızı sağlayacak her tür eğitimin hayatlarımızın bir parçası ve mecburiyeti haline getirilmesini,

-Emlak sektörünün yalnızca "daha fazla para" gayesiyle ilerlemesinin, uzun vadede çok daha ciddi sorunlar doğuracağı apaçık ortadayken, doğaya uyumlu hareket etmek ve insanın barınma hakkını taciz etmemek gibi ilkelerin, bu alanda çalışan kişilerin her girişiminde aranması gereken en hayati şartlar olmasını, bu şartları göz ardı edenlerin de, göz ardı edilmeden, usulünce yargılanmasını talep ediyoruz.