For English version please visit
https://drive.google.com/file/d/0B_Mi4dBMp_fBcm9JMFFmUjl5VEU/view?usp=sharing

8000 nüfuslu Kaş’a uluslararası ölçekte havaalanı girişimi!..

Kaş, “tarihi, doğal ve kültürel özelliklerini koruyarak Türkiye ve dünyada özgün nitelikleriyle tanınan ve tercih edilen bir yer olmak” vizyonuna sahip, sürdürülebilir doğa ve kültür turizminin merkezi olan bir Akdeniz kasabasıdır. Yamaç paraşütü, trekking, deniz kanosu, dağ bisikleti, su altı dalış ve yayla turizmi gibi alternatif turizm olanaklarının bulunduğu beldemizde, beklentisi sadece 3S (deniz/güneş/kum) olmayan misafirler ağırlanmaktadır. Turizm altyapısı yerel ölçekte işletilen küçük/butik otel tarzı konaklamaya ve sakin yeme-içme-eğlenme anlayışına uygundur.

Havaalanı koruma alanlarını tahrip edecektir

Havaalanı projesi; Kaş ilçesinin Çomucak-Pınarbaşı-Çukurbağ-Ağullu mevkileri arasında; içinde mahalleler, sit alanları, mezarlıklar, anıt ağaçlar, tarihi sarnıçlar, endemik bitki türleri ve tarım-hayvancılık-arıcılık sahalarının bulunduğu zengin bir orman vasfına sahip olan alanda yapılmak istenmektedir.

Bölgede tescil edilerek korumaya alınmış dört sit alanı bulunmaktadır. Ayrıca yapılan birçok yüzey araştırması sonucunda, irili ufaklı çok sayıda arkeolojik kalıntı kayıt altına alınmış durumdadır. İlçe merkezinin en büyük antik kenti Phellos, havaalanı projesinin etki alanındadır.

Fethiye’den Antalya’ya 509 km. boyunca uzanan, uluslararası standartlarda işaretlenmiş Türkiye’nin ilk uzun yürüyüş parkuru olan Likya Yolu, Kaş’ın en önemli turizm değeridir.

Dünya Doğal Bitkileri Koruma Birliği (IUCN), endemik bitki Likya Orkidesi’ni türün yok olma tehlikesine karşı Kırmızı Liste’ye alarak koruma altına aldı. Akdeniz Üniversitesi (AÜ) ve ilgili kurumların ortak yürüttüğü bir çalışmayla, havaalanı projesinden direkt olarak etkilenen Ağullu-Çukurbağ arasında kalan 10 dekarlık bölge ‘Koruma Alanı’ ilan edilmiştir.

Turizm profilini değiştirme çabaları

Kaş’ın yakın çevresinde yıllardır oluşturulan kültür turizmi profili kitle turizmine çevrilmeye çalışılmaktadır. Bu doğrultuda Demre sahilleri 2014 yılında 7500 yatak kapasiteli konaklama tesisleri inşa edecek 8 şirkete (DETUYAB) tahsis edilmiştir. Otellerin havaalanına uzaklığını gerekçe göstererek DETUYAB, 2016 yılının başında yap/işlet/devret modeliyle Batı Antalya Havaalanı inşası için Ulaştırma Bakanlığı’na başvurmuştur.

Havaalanı için tahsisi istenen alanın 20 km² yani 20 milyon m² olduğu söylenmektedir. İstanbul Atatürk Havaalanı’nın toplam 11 milyon 650 bin m² üzerine kurulu olduğu göz önüne alınırsa büyüklüğü daha rahat anlaşılacaktır. Havaalanı denilince akla ilk olarak uçakların iniş kalkış yaptığı pistler gelse de, asıl doğa katliamı hizmet yapılarının (apron, terminal, bakım hangarları, depolar vb) inşası sırasında yaşanacaktır.

SONUÇ OLARAK;

Kaş ve çevresi sahip olduğu doğal, tarihi ve kültürel değerleriyle önemli bir turizm potansiyeline sahiptir. Bölge ekonomisi dolaylı ya da dolaysız olarak turizme dayanmaktadır. O nedenle yapılacak her türlü yatırımın bölgeyi daha ileriye taşıyacak ve ekonomiyi büyütecek bir perspektifle ele alınması gerekmektedir. Havaalanı projesiyle birlikte;

• Kaş ve çevresi doğa ve kültür turizminin sürdürülebilirliği perspektifinden uzaklaşıp kitle turizminin baskısı altında kalacak ve turizm gelirlerinde önemli bir düşme yaşanacaktır. Mevcut işletmelerin yerini büyük uluslararası şirket işletmeleri alacaktır.
• Bölgede ciddi boyutta doğa katliamı yaşanacak ve ekolojik denge bozulacaktır.
• Arkeolojik ve tarihi değerlerde tahribat oluşacaktır.
• Pınarbaşı köyünün iki mahallesi istimlak alanı içinde yer almaktadır. Bu mahallelerde yaşayanlar istimlak, göç, taşınma vb. gibi toplumsal, ekonomik ve sosyal sorunlarla karşılaşacaklardır.
• Kaş’ın imar planlarında, nüfus yoğunluğu ve sıkışıklık sebebiyle yeni yerleşimlerin bu bölgelere doğru kaydırılması öngörülürken, havaalanı projesi buna fırsat vermeyecektir.
• Uçak iniş ve kalkışlarının Kaş merkez dahil olmak üzere çevredeki pek çok köyün üzerinden yapılacak olması ciddi gürültü kirliliğine neden olacaktır.
• Bölge halkının geçim kaynağı olan tarım, hayvancılık ve arıcılık olumsuz etkilenecektir.

Kaş Havaalanı Projesi, düşünüldüğü gibi bölgeye “ekonomik bir yatırım” değil, tam anlamıyla “ekonomik bir darbe” olacaktır.

Kıyı yağması ve betonlaşma yüzünden insanların terk etmeye başladıkları Kuşadası, Marmaris, Side örnekleri hatırlanmalı ve “son cennet” olarak nitelendirdiğimiz Kaş’ın aynı kaderi paylaşması kesinlikle önlenmelidir.

Sürdürebilir bir çevre ve sürdürebilir bir ekonomi için KAŞ’TA HAVAALANI İSTEMİYORUZ!