Marmara denizini yaşatmak için son şans

Marmara denizini yaşatmak için son şans
Bu kampanya neden önemli?
Bir distopya düşünün ?
Benim ilk aklıma gelen kirli hava, karanlık bir dünya ve simsiyah bir deniz.
Ne yazık ki Türkiye olarak insanlık adına bir ilki başardık. Bir denizi öldürdük. Gerçekten! Mesela Adriyatik denizinde de doğal seviyelerde müsilaj var ama Türkiye'deki kadar kontrolsüz değil.
Marmara denizi ilk derin deşarj darbesini 1989'da yedi. Arıtmalarsa sadece denetimlerde çalıştırılıyordu, göstermelikti. Salınan endüstriyel atıklar, deterjan ve agrokimya atıkları yüzünden denizdeki bir çok tür yok oldu.
Daha sonra doldurma sahiller vb yaparak yine bir çok deniz bitkisini vb diğer türleri öldürdük, balıklarımızın yumurtalarını bıraktığı deniz algi bitkilerinin üstünü çimentoyla kapladık.
Dip akımıyla karadenize gidip seyrelir diye umulan bir çok atık marmaraya çöktü kaldı. Yönetici ve endüstri büyüklerinin ekonomik kaygılarını çevre temizliğinden önde geliyordu. Halk ise marmara denizinin problemlerini kısa bir süre sonra unuttu. 1989 den bu yana toplu balık ölümleri, denizin kırmızılaşması gibi etkiler görülüyordu en son 2007'de bir müsailaj patlaması yaşandı. Bunun üzerine bir çok bilim insanımız çeşitli yayımlarında müsilaja yer verdiler. Çeşitli uyarı raporları yazdılar.
Fitoplanktonlar aslında bizi korumaya çalışıyor. Çöp çukuru olan Marmara'mıza oksijen sağlamaya çalışıyorlar. Yok olan diğer türler onlarla rekabet edemediği ve bol bol besleyici faktörler buldukları için kontrolsüz bir şekilde çoğaldılar. Zaten marmara bulanık ve kirli bir denizdi, güneş ışınlarını daha çok tutuyorlardı bu yüzden olması gerekenden sıcak bir denizdi ve sıcaklık fitoplanktonların çoğalmasını daha çok teşvik etti.
Ölen Fitoplanktonların sitoplazmik sıvıları çevresel faktörlerle birleşince müsilaj oluştu. Öyle kalın oluştu ki denizle atmosferin oksijen alışverişi arasında bir engel oluşturmakla kalmadı hem de dipte oksijen üreten diğer canlıların ışığını kesti. Böylelikle marmara'daki oksijen seviyesi çok düştü.
Belediyelerimiz 6 Haziran'da yayımlanacak olan bildirgeye göre aksiyon alacaklar tabii ki fakat ne yazık ki merkezi iktidarla, İstanbulun belediyeleri arasında siyasi muhalefet var. Üstelik şu anda siyasi mecralarda İstanbul kanal projesi gündemde. Karadenizden bir kanal daha açılırsa, organik madde olarak zengin bir suyu bulunan karadenizden gelen suların müsilajı artıracağı tahmin ediliyor. Ne yazık ki tüm bu kargaşaların içerisinde tüm çözümü belediye ve yönetimlerden beklemek doğru olmayacaktır.
Bundan dolayı siz halkımızdan müsilaj konusunda çalışan bilim insanlarımızın laboratuvarlarına bağış yapmanızı talep ediyoruz. Marmara denizi Dünya'da çok rastlanmayan bir oluşum şekline sahip bundan dolayı Marmara denizine ait bir çok veri toplanmalı, tabii ki bunlar için çeşitli araçlara ihtiyaç var. Keza yine labaratuvar ortamlarında deniz ekosistemlerinin taklit edilebilmesi için bir çok besi ortamı malzemeler vb. gerekiyor. Bu gibi çalışmalar için bilim insanlarımıza destek olmalıyız. Ülkemiz zor covid mücadelesinden geçiyor, bundan dolayı Tübitak'ın bütçesinde kısılma olduğu düşünülüyor.
İşte ülkemizde müsilaj konusunda çalışan kahramanların bazıları:
Hidrobiyolog Levent Artüz, Prof. Dr. Mustafa Sarı, Prof. Dr. Neslihan Özdelice, Doç. Dr. Çolpan Polat Beken.
Bağış toplantığı taktirde kendilerinin yönlendirmeleriyle bu parayı akademisyen ve öğrencilerin ar-ge çalışmalarında kullanmasını istiyoruz !
Karar Vericiler
- Fen edebiyat ve mühendislik fakültelerine
- Hidrobiyoloji bölümlerine
- Moleküler biyoloji ve genetik bölümlerine
- Çevre mühendisliği bölümlerine
- Ar-ge çalışmaları için yeterli desteği alamayan akademisyen ve öğrencilere