Dalyan'daki Sorunlara Yenisini Eklemeyin, Betonlaşmaya İzin Vermeyin..!

Dalyan'daki Sorunlara Yenisini Eklemeyin, Betonlaşmaya İzin Vermeyin..!

Son yıllarda Edremit’in Dalyan bölgesindeki kamu arazileri üzerinde pek çok tasarrufta bulunuldu. 2018’de Edremit Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’ne 640 dönüm arazinin tapusu verildi. Halbuki Çıkrıkçı ovasında bu işin yapılabileceği alternatif araziler de vardı. ETDİOSB vakit geçirmeden Balıkesir B. Belediyesi’yle protokol imzaladı ve bu araziye 2 metreye varan bir dolgu çalışması başlattı. Zira, DSİ bu arazinin Edremit Çayı’nın taşkın alanında yer aldığını ve dolgu yapılmasının şart olduğunu belirtmişti. Fakat, bu dolguda ne yazık ki moloz, her türlü katı atık, kalorifer atıkları, budama atıkları ve hatta derelerden çıkartılan balçıklar bile kullanılmaktadır. Eskiden sulak alan olan, sonra meraya dönüştürülen, nihayetinde mera vasfını da yitirdiği ilan edilen bu araziler, dolgu işleminden sonra bu gidişle kirlenmiş de olacaklar.
Derenin diğer yanındaki kamu arazileri ise, üstünde Zeytinli Arıtma Tesisi’nin kurulu olduğu parsel de dahil olmak üzere, toplam üç adet. Bunları Hazine Bakanlığı 2020 yılında şartlı ve süreli olarak Balıkesir B. Belediyesi’ne devretti. Şimdi imar değişikliği ve satışları gündemde. Vaktiyle, yeşil alan olarak ve diğer donatılar için imarı yapılan bu arazilerin, şimdi nasıl “konut rezerv alanı” yapılabildiği hususu tartışmalıdır. Bu araziler için Balıkesir B. Belediyesi Meclisi’nde İmar Komisyonu olumlu karar verse ve Meclis onayı alınsa bile, kamuya ait alanların özelleştirilmesi gerçekleştirilmiş olacaktır sonuçta. Peki, kamunun hakları nerede kalacak? Binlerce insan bu arazilerin Doğal Yaşam Parkı olarak değerlendirilmesini istiyor Edremit’te. Çevre gönüllüleri, zaman ve emek vererek proje üretiyorlar. Buradaki 606 dönüm kamu malından, toplumsal ihtiyaçlar için her türlü ihtiyaca da yer ayırdıktan sonra 440 dönümlük bir park yapılması doğrultusunda prensip kararı alınması amacıyla hazırlanan bu projenin yanı sıra, Balıkesir B. Belediyesi Meclisi’ne bir de önerge iletilmiş bulunuyor.
Durum tam olarak böyleyken, şimdi de ilçemizin sınırında, tam da Dalyan’ın ortasında, sulak bir alanda, özel mülkiyete tabi araziler üzerinde bir tatil sitesi kurma girişimi var. Enginkent’in 200 konutluk bu girişimi için, abartılı tanıtım videoları ve toplumun tanıdığı kişilerin rol alması yöntemiyle, daha çok gurbetçilerin hedef alınmış olması toplumu tedirgin ediyor. O insanların neredeyse tamamı, arsaları görmeden aldılar. Zemin yapısı ve denizin durumu hakkında bir bilgileri yok. Şirket, vaktiyle ucuza topladığı arsaları büyük ölçüde sattı ve şimdi de ortada bir inşaat ruhsatı bile yokken temel atacağını, konser yapacağını ilan ediyor. “Gösteri devam edecek” ki, şirket amacına ulaşsın. Arsa satışından sonra, konutları da imal etsin, gurbetçiler de yıllarca ödemeyi sürdürsünler. Peki bu kent hangi suyu kullanacak, kanalizasyonunu nereye bağlayacak, sulak alanın üzerine ne kadar dolgu yapacak, hangi sahilde nasıl denize girilecek? Bu soruların yanıtı yok. Enginkent’in inşaatları için kullanacağı kırmızı kod bile, halen Edremit Belediyesi Meclisi’nde. Müdürlükler ortaklaşa çalışıp kod belirleyince Meclis'ten karar çıkarsa, şirkete hemen bir inşaat ruhsatı mı verilecek? Halihazır alt yapı Edremitliye yetmezken, ilçemizin ve ilimizin kaynakları şimdi de burası için mi harcanacak?
Soruların cevapları yoksa, buradaki inşaatlar da olmamalıdır. Dalyan’ı ranta kurban etmeyin, sulak alanları ve deprem gerçeğini dikkate alın. Kentsel büyümeyi iyice çarpık hale getirecek, gerçekçi olmayan, altyapısı tamamlanmadan yapılacak bu inşaatlara izin vermeyin. "Altyapı yoksa, inşaat da yok!" deyin. Bu nedenlerle, süreç içinde arsa satın alanlara da büyük sorunlar yaşatacak bu türden girişimleri durdurun. Unutmayın, bu gurbetçiler yarın gelip sizlerin kapısını çalacaklar. Bu girişime ve daha fazla betonlaşmaya kamusal çıkarlarımız için lütfen izin vermeyin.