Çoklu Baro İstemiyoruz.

Çoklu Baro İstemiyoruz.

Biz Türkiye avukatları, hukukçuları ve vatandaşları olarak, adil bir yargı mekanizması için Avukatların temsilini dünyadaki örnekleri gibi şehir barolarının üstlenmeye devam etmesini istiyoruz. Dünya'nın en büyük Barosu olan Istanbul Barosu başta olmak üzere, tüm avukatlarımızın tek bir çatı altında bir arada haklarının savunulmasını, ranta geçit verilmemesini, birliğimizin bölünmemesini, kanunumuzda yapılacak değişiklik için Barolarımızdan görüş sorulmasını istiyoruz.
“DAVA AÇMA HAKKI BİR BAŞKA HÜKÜMLE AÇIKÇA YASAKLANMAKTADIR”:
* Bu görev ve hak çerçevesinde TBB ve Barolar, hukukun üstünlüğü ve insan hakları ihlalinin söz konusu olduğu durumlarda, davalar açma ve açılmış davalara katılma hak ve yetkisine sahiptir.
* Hazırlanan taslakta ise, “… ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak” ibaresinin çıkarılması öngörülmekte ve bununla da yetinilmeyip dava açma hakkı bir başka hükümle açıkça yasaklanmaktadır.
* Böyle bir hak ve yetki ayıklaması, Avukatlık hizmetinin kamusal niteliğine aykırı olduktan başka yargının kurucu unsuru savunma mesleğini sıradanlaştırmaktan başka bir sonuç vermeyecektir.
* Baro organlarının seçiminde, yanlış bir adlandırmayla “nisbi temsil” adı altında, seçilme yeterliliğinin altında oy alan grupların da temsilci bulundurması (bir anlamda seçilemeyenlerin de seçilmesi) hedeflenmektedir.
“HER BİR GRUBA BU KEZ RESMİ BİR SIFAT VE STATÜ TANINACAKTIR”
“Getirilmek istenilen değişiklikle, her bir gruba bu kez resmi bir sıfat ve statü tanınacaktır” ifadelerinin yer aldığı açıklamada, “Mevcut Kanuna göre kural olarak adaylıklar bireyseldir. Seçilme yeterliliğine sahip her avukat bireysel olarak her organ için aday olabilir. Ne var ki uygulamada, isteyenler gayri resmi birliktelikler oluşturup liste halinde de seçime girebilmektedir. Ancak oy sayımında liste olgusu hiç hesaba katılmaksızın, ilgili organ için en çok oy alan kişiler seçilmektedir. Getirilmek istenilen değişiklikle, her bir gruba bu kez resmi bir sıfat ve statü tanınacaktır” dendi.
“UCUBE BİR SİSTEME VÜCUT VERECEKTİR”
* Kuşkusuz öyle bir uygulama, demokrasilerin en önemli unsuru olan seçme ve seçilme hakkına ağır bir darbe vuracak; yüzlerce yıllık gelişim sürecinden sonra, demokrasinin tanımının yeniden yapılmasını zorunlu hale getirecek ucube bir sisteme vücut verecektir.
* Bu sistemin yaratacağı bir diğer yıkıcı sonuç ise: Her bir Baro ve Türkiye Barolar Birliği'nde; tarikat cemaat, etnik, mezhepsel, hemşerilik gibi temeller üzerine inşa olunacak çok sayıda hizipler yaratılacak ve bu hiziplere siyasal parti çağrışımlı resmi sıfatlar yapıştırılacaktır.
* Böylesi bir bölünme ve parçalı yapılanmanın; savunma örgütlerinin gücünü yok edeceği ve dolayısıyla bundan yargı bağımsızlığının, hukukun üstünlüğü anlayışının ve demokrasinin son derece olumsuz etkileneceği çok açıktır.
“ÇETİN BİR SORU OLARAK KARŞIMIZDADIR”
* Savunmanın meslek örgütündeki parçalanma ve dağılmanın varacağı nokta, yurttaşlarımızın adalet arayışında davasını hangi hizipten, hangi eğilimden avukata verirse şansının ne kadar olacağını sorgulamaya götürecektir.
* Öngörülen bir değişiklik, Avukat mevcudu çok olan baroların oy oranlarını düşürmeye yönelik olarak tasarlanmaktadır.
* Buna göre, üye (Avukat) sayısı toplamı 30 olan bir baronun TBB'ne göndereceği delege (oy) sayısı3 olacak; üye sayısı 2.000 olan bir baronun delege (oy) sayısı 4 olacaktır.
* Buna göre bir tarafta her 10 avukata tanınan 1 oy, diğer tarafta her 500 avukata tanınan bir oy hakkı seçim sonucunu belirleyecektir.
* Demokratik seçim ve yöneyim anlayışını, böyle bir tablonun neresinde aramak gerektiği, çetin bir soru olarak karşımızdadır.
“BU HAL ASLA KABUL EDİLEMEZ."
* Her bir Avukatın iradesi eşit oranda değerlidir ve önemlidir. Bu kabul, demokrasinin olmazsa olmazıdır. Anayasadaki yurttaşların eşitliği ilkesinin de kaçınılmaz bir gereğidir.
Tüm müvekkillerimizin avukatlarına destek vermesini istiyoruz.